iki Kale Ultra Maratonunu 80k

     Cyprus Trail Runners'ın düzenlediği eski iki kale dağ maratonu yaklaşık 80km ve 2800metre yükselme olan bir rota. Bu rotayı iki yıl önce 11 saat 15 dk da tamamlamıştım. Koşunun son 10kmsini diz ağrılarımdan dolayı neredeyse tamamen yürüyerek geçmiştim. Acı tecrübeler kazansam da son iki senede çok şey öğrenmeme yardımcı oldu. Zihnimi özgür bırakarak mesafeleri sorunsuzca geçmek için başladığım ultalarda ilk basamağı bu koşu oluşturur. O yüzden iki kale ultranın yeri bende her zaman özeldir. Zihnimizi Özgür bırakmak? Sizce bu ne demek. Belkide ileride zihnimizi özgür bırakabilmekle ilgili bir yazı yazılabilir. Şimdi gelelim bizim maceramıza 

     Sevgili Serkan ve Mustafayla  İki Kale Dağ Maratonunu tekrar koşmaya kara verdik. 80kmlik bu rotada yükselme fazla gözükmeye bilir ancak bana göre yarış yaklaşık 47.kmden sonra girilen patikada başlıyor ve sonrasında yaklaşık 2000metre tırmanılıyor ve hemen hepsi de patikalardan geçiyor. Ben sakatlıktan yeni kurtulmuş ve koşu mesafelerimi yeni yeni artırmaya başlamıştım. Serkan ise bu tip mesafeler için koşuda daha yeni. Mustafa ise çok güçlü ancak koşuya daha fazla adapte olması gerekiyor. Yani aslında üçümüzde bana göre fiziksel olarak hazır değildik ancak zihinsel olarak çok iyi bir şekilde hazırdık. Bir ultrayı bitirebilmek için  en önemli sorunu çözmüştük. Ama çözülmesi gereken tek sorunun bu olmadığını ilerleyen kmlerde anlayacaktık. Bu nedenle 13 Kasım 2021 de koşmaya karar verdik. Koşuda neler yeyceğimizi nerelerde sularımızı dolduracağımızı üstümüzü nerede değişeceğimizin planlamalarını da yaptıktan sonra artık koşmaya hazırdık. Hedef süremiz 15 saat civarıydı. Burada önemli olan hiç bir cp noktası oluşturmadan tamamen kendi kendimize yeterek bunu başarmaktı. Cp noktaları olmadığından tüm yemeklerimiz eşyalarımız giysilerimiz yeleklerimizdeydi. Tahmin edeceğiniz gibi ağır bir yükümüz vardı. Sırt çantamda iki litre su, on altı adet kendi yaptığım bar, biri uzun kollu diğeri yelek olmak üzere iki adet rüzgarlık, t-shirt, tayt, çorap, bandana, isviçre çakısı, elektrolit, kafa fenerim ve tuvalet kağıdı bulunuyordu. 

13 Kasım cumartesi saat 01:00'da uyandım. Sıcak bir yayla çorbası ve soğuk havada korunmak için c vitamini içtim. 

01:30 civarı Serkanı Lefkoşadan, Mustafayı da İskeleden aldıktan sonra saat 02:50 civarı başlangıç noktası olan Kantara Kaleye ulaştık. Artık rutin espiri haline gelen bu satte burda ne işimiz var diye muhabbet başlamıştı. 


Saat 03:01 de koşumuza başladık. Hava biraz soğuk ancak açıktı ve hafif rüzgarlıydı. İlk 20km daha çok inişi olan temiz toprak yollardan oluşuyordu. Hedefimiz tatlısudaki ilk patikaya gün ağardığında varmış olmaktı. Çünkü pek fazla kullanılmayan bir bölge olduğu için patikada kaybolmamak mümkün değil. Bu patikayla ilgili şöyle bir de olay var rotayı gidip gelerek 100mil koşmak isteyen bir koşucu Balabayısta başladığı koşuyu ne yazık ki bu patikada noktalamak zorunda kalmıştı. Yaklaşık 5km'lik bir patika olmasına rağmen arazi şartlarından dolayı gece geçmek pek mümkün değil. Çünkü gündüz gözüyle bile kayıp oluyorsunuz. 

Gün ağardığında hedeflediğimiz gibi 2 saat 50 dk da ilk patikaya ulaşmıştık. Gün ağardığı için zamanlama çok iyiydi. Tempomuz gayet rahattı patikada ufak bir kayıp olma yaşasakda fazla zaman keybetmeden bizi Mallıdağın üzerine çıkaracak biraz dik ama yaklaşık olarak 1.5km olan ikinci patikaya geldik. Sorunsuz bir şekilde onuda geçtikten sonra bizi Tirmendeki ilk su noktamıza ulaştıracak toprak yola vardıktan sonra sorunsuz bir şekilde tirmene ulaştık. 

 Yaklaşık 6 saatte 39km yol gelerek Tirmendeki orman evine ulaşmıştık. Sularımızı doldurup üzerimizi değiştikten sonra Alevkayasına varmak için yola çıktık. Yaklaşık olarak 13km miz vardı ve ilk 4 km si yokuş sonra biraz düz bir toprak yoldan sonra bana göre yarışın gerçek anlamda başladığı nokta olan Kalp kıran olarak  adlandırılan yaklaşık 5 km olan patikanın başladığı noktaya ulaşmıştık. Bu noktadan Balabayısa giden toprak yola inene kadar olan yaklaşık 25km'lik mesafe tamamen toprak ve kayalık patikalardan oluşuyor. Burada sevgili dostum Mustafanın diz ağrılarınında başladığı nokta oldu. Bize fazla hissettirmesede ağrılarından dolayı biraz yavaşlamıştık. Hadef tempomuzla ilerlemeye çalışırken Alevkayası meydana ulaştık. 

     Yaklaşık olarak 52km'lik yolu sekiz buçuk saatte kat edebildik. Buraya kadar yolda dokuz adet bar ve dört litre su içtim. Meydandan Beşparmak Restorana yaklaşık 10km vardı bacaklar yorulduğu için arada ilk oturma molamızı verdik. Yaklaşık 5 dk oturup biraz dinlendikten sonra koşması çok keyifli olan bu patikada özellikle inişlerde yürüyorduk. Mustafanın ağrıları şiddetlendiği için tempomuzu düştük ve toparlanmak için daha fazla yürüdük. Beşparmak restorana saat 13:00 da varmak hedefimizdi ama biraz yavaşladığımız için gecikmiştik.

Yaklaşık 40 dakikalık gecikmeden sonra Restorana varabildik. 61 km'lik yolu yaklaşık olarak on saat otuz dakikada gelebildik. Bundan sonrası yarışın kırılma noktası olan Buffavento kalesine giden yaklaşık 7km'lik patikaydı. Buraya kadar 6 litre su içtim ve 11 adet bar yedim. Arada da Serkandan aldığım 5 6 adet hurmayı yedim. Yaklaşık 20dk'lık bir dinlenmeden sonra rotanın en sert patikasına girdik. Mustafa ağrılarından dolayı koşamayacağını bize söyledi. Rüzgar şiddetini iyice artırmıştı durmak olmaz dedim koşma yoksa tempolu bir şekilde yürümemiz gerektiğini konuştuk. 7km'lik patikayı yaklaşık iki saatte geçebildik geçmesine ama Mustafanın artık ağrıları çok arttığından Buffavento kalesine çıkmanın ilerisi için kötü bir fikir olduğunu düşünerek kalede koşuyu bıraktık. Çok sevdiğim tatlı eşim Evren herzaman ki gibi imdadımıza yetişti ve koşuyu bıraktığımız yerden bizi aldığı için kendisine tekrardan çok teşekkürler. Koşunun toplamında 13 adet bar ve biraz hurma yedim. Tahminimce 1500 kalori civarı aldım. 7 litrede su içtim. 

Yaklaşık 13 saatte Buffavento Kalesine ulaşabilmiştik. Gönül isterdiki koşuyu tamamlayabilelim. Ancak burada çıkarılması gereken önemli dersler var.


     Herşeyden önce  bu sadece bir koşu, kaleler yerinde ve yine gidip koşabiliriz. Sağlık herşeyden önemli. Bu yüzden ileride daha kötü sakatlıklar yaşanmaması için bırakmak en güzeliydi. 

    Serkanın da diz ve bilek ağrıları olsada koşuyu bitirebilecek durumdaydı. Onunla beraber gidip koşuyu tamamlayabilirdik ancak bu patika koşu kültürüne yakışmayan bir davranış olurdu. Patika koşularının en sevdiğim yanıda bu tek rakibiniz sizsiniz. Bu yüzden yolda herkese yardım etmek moral vermek bu işin en güzel ve en dostane tarafı bence. Mustafa 20 senelik dostum Serkanı ise 1 yıl önce bu koşularla tanımış olsamda 13 saat boyunca samimi ve hep birbirimizi destekleyerek 70km yol kat etmek bu sporu neden bu kadar sevdiğimiz en büyük göstergesi. Bu kadar yol kat ettikten sonra ne kadar uzaklardan buralara geldiğimiz görmek kadar mutluluk veren bir duygu daha yok. Ertesi gün Mustafayı arabasına götürürken, gözle görebildiğimiz Beşparmağın 70km'lik kısmını koştuğumuzu, ne kadar uzun bir yol kat ettiğmizi kendi gözlerimizle görmek çok güzel bir duyguydu. 

     Koşuya başlamadan önceki bir hafta hafif grip semtomları gösteriyordum kendimide çok iyi hissetmiyordum. Eşim Evren grip olup 3 gün yattıkdan sonra sıranın bana ne gün geleceğini beklerken kendimi koşarken buldum. Beklediğim gibi olmadı koşarken hiç bir sorun yaşamadım. Tam aksine ilk kez bu kadar uzun bir koşuda bu kadar rahat hissettim. Bunda bir payıda Nike pegasus trail 3"lere veriyorum. Yol boyunca çok rahattılar. Sadece ara sıra bağcıklarını sıkmak gerekiyor onun dışında harika yastıklamaları gerçekten memnuniyet verici. Sakatlık sonrası yavaş yavaş eski performansıma dönmek beni sevindirdi. 

     Bir ultra maraton koşmanın ciddi bir çalışma ve özveri  gerektirdiğini bir kez daha anladık. Özellikle Mustafa biraz daha acılı bir şekilde anladığından hiç şüpem yok. Sadece zihnen hazır olmanın yetersiz olduğunu tecrübe ettik. Daha uzun mesafeleri daha güçlü daha az sorun yaşayarak kat etmek için çalışmaya devam. 

     Sonuç olarak bir ultraya hazırlanırken daha öncede söylediğim gibi belli bir süreçden geçmek, ruh, beden ve zihni paralel olarak geliştirmek gerekir ki bir sakatlık yada daha kötü sonuçlar ortaya çıkmasın. Uzun bir sakatlık sürecinden çıkan Mustafa kendini 70km koşabilecek kadar tanıya bildi. Daha uzağa gitmek için araştırmaya, öğrenmeye ve kendimizi denemeye devam etmek önemli. Kaleler bu sefer kazanmış olsada bir sonraki denememizde rovanşı alacağımızdan hiç şüpem yok.

     Bir sonraki demişken yaşadığım sakatlıktan dolayı 24 saat koşu denememi biraz erteledim. Daha öncede söylediğim gibi Prostat kanserine farkındalık ayında 4 kaleyi tek seferde geçmeyi tekrar deneyeceğim. O zamana kadar çalışmaya ve kendimi tanımaya devam. Hep söylediğim gibi;

    Kendinizi ne kadar iyi tanırsanız o kadar uzağa gidebilirsiniz! 

Yorumlar

  1. Öncesinde destegine sonra da Ayagına, yüregine, klavyene saglık gardas!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saol gardaş seninda bir sonraki macera için hazır ol !

      Sil
    2. Duygusal ve Zihinsel varlıklar olmakla birlikde Biyolojik varlıklar da olduğumuzu hatırlatan bir koşu... teşekkürler arkadaşlar.

      Sil
    3. Ayağna sağlık sir bir sonraji maceraya hazır ol

      Sil
  2. Siz bir insanın , gerekli çalışma , disiplin ve özveri ile neler yapabileceğinin kanıtısınız. Bravo ayağınıza sağlık

    YanıtlaSil
  3. Bravo gardaccığım, tebrikler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar